Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birbirine kara sevdalı iki yürek, üç deniz ötesinde buluştu.
Yollar, yollar ve yollar... Bıktırıcı, usandırcı, bezdirici yollar... Kederleri çoğaltan dertleri artıran yollar... Hasret ateşini insanın bağrında daha bir başka türlü yakan, hisleri, gönülleri kavuran, mesafeleri sonsuza çeken yollar...
Reklam
Ve, dipsiz bir kuyunun girdabında verilen çırpınışlar, birden iç alemine haykırır, çaresiz, gönüller, dev bir inkılabın eşiğinde meydan okur zulme.
Yaradanına teslim olmamış her kul hastadır.
Reklam
Uyanış
Ya ben, aklı ve fikri uhdesinde taşıyan insan olarak, beni Yaratanı nasıl bilmezlikten gelirim?.. Allah'ın kulları için koyduğu kurallara uymadan nasıl yaşayabilirim? Yasakları terk etmeli, helalleri benimseyerek yaşamalıyım. Emirler manzumesini çiğnemek iğrenç bir yaşayış... Minnet ve şükran, sevgi ve muhabbet ırmağı olarak, insanlar selinin arasına, yaşadığım müsbet hayat örneği ile karışıp akmalıyım... Yaratanına isyan bayrağını açan hodgam nesillere, cehalet cüretinin komikliğini haykırıp, herkesi kurtuluşa çağırmalıyım.
Sessizliği özleyen, tabiatla kucaklaşmak isteyen duyguları, onu kalabalıkların ötesine çekmekteydi.
Akıllı bir insan, fani olduğunu sezer, Yaratıcısının kapısını çalıp: Rabbim, sana geldim, der. Günahlarımla, isyanlarımla sehi idrak edip sana geldim. Senden başka çalınacak kapının olmadığını görüp sana geldim. Bağışla... Bunu yapabilmek bir cesaret işidir. Bu kerteden sonra, İlahi emirler manzumesinin hayata uygulanma tatbikatı başlayacaktır. Yasaklardan kaçılacak, emredilenler yapılacak. Kul, Allah'a sadık bir nefer olacaktır
İnsan ahiretteki ateşi dünyada yaşadığı hayatla seçer.
Reklam
Ortadaki manzara kaderin acı bir tecellisini sergilemişti. Fikirlere kelepçe vurulan bir ülkede insanlar soğuk mizaçlı, bön tavırlı, kuşkulu olmaktan kendilerini kurtaramazlardı... Bu bir mizaç değil, korkunun kazandığı zafer ve ürpertinin sindirdiği insanların sükutu seçişleriydi.
Her sıkıntıya bir isim vermek mümkün değil. Bazı hisler vardır ki, kelimelerin ötesine taşar. İşte o zaman, hiçbir şey anlatamazsın.
Vicdanındaki mahkeme hergün yeniden kuruluyor, bir yandan da bu halini dış alemine sezdirmeme ye de çalışıyordu.
Allah'ın nizamında dile gelir bütün dünya. Kainatın yüreği aynı duygularla vurur. Nurlu pırıltılar yansıtmaya başlar ufuklar. İnsan şeytanın düzenini bozduğu gün: -Allah bir, Peygamber hak sedalarıyla inlerdi gökler... Gel gör ki, hayaller kurtarıcı değil, temayüller adımsız, hülyalar silinip gidici... Vefa yok. Herkes suskun ve ürkek. İğrenç öldürücü bir korku yüzünden duygular kaskatı... Merhamet, şefkat ve hakikat dilsiz. Bozulmayan bir sükût sinmiş her köşeye. Çehreler, duvağı önüne düşmüş gelin kadar mahçup...
Aklıma gelir Gazze, Doğu Türkistan ve daha nicesi...
Bir olmayı, birlik olmayı becerebilirse parçalar, aynı duygu, aynı inanç, aynı düşünceyi, aynı çileyi, aynı acıyı paylaşırdı elbet.... Bölünmemiş, bütün bir haykırışla çözülürdü zulmün attığı kör düğümler... Dolaşıklık, kıvrımlarını açar... Tek tek çözülür kararan bahtı talihsizliğin. Her şey tek gayede bütünleşip düz, oval, pürüzsüz ufuklara açılırdı yollar...
536 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.